Arkeolojik çalışmalar, zeytinyağı üretimine ilişkin en belirgin izlerin Akdeniz’ in tam ortasındaki Girit Medeniyeti’ ne ve M.Ö. 4500 yıllarına dek uzandığını göstermektedir.
Zeytinyağı kültürünün Akdeniz’ deki diğer kavimlere yayılmasında en önemli rolü yaklaşık 3.000 yıl boyunca Giritliler oynamıştır. Büyük ticaret filolarına sahip olan Giritliler'in gerçekleştirdiği zeytinyağı ticaretinin günümüzdeki en canlı tanıkları, Knossos ve Faistos saraylarının yıkıntıları arasında bulunan 2 metrelik zeytinyağı küpleridir. “Pithoi” denilen bu dev küplerle beraber bulunan tabletlerde ise o günkü zeytinyağı ticaretinin nerelere yapıldığını ve zeytinyağının nerelerde üretildiğine dair bilgiler yer almaktadır.
Ayrıca zeytinyağı kültüründe Anadolu, coğrafya olarak hep vardır; ama ön planda görünen Ege’ nin karşı yakasıdır. Bunun sebebi, Homeros’ un Batı Medeniyeti’ndeki tartışmasız ağırlığından ötürü zeytinyağı kültürünün merkezine sürekli olarak Antik Yunan'ın yerleştirilmesidir. Helen Medeniyeti’nin sadece Ege’nin karşı kıyısını değil Anadolu coğrafyasını da kapsadığı unutulur. Milet’ in, Efes’ in, Foça’ nın, Klazomenai’ nin (Urla), Erythrai’ nin, Assos’ un Anadolu’ da olduğu ihmal edilir.
Zeytinyağı üretiminde ise kullanılan ilk yöntem ayakla ezilip daha sonra sıcak su yardımıyla yağının alınması şeklindedir. Bu yöntemle zeytinyağını üretmek için kurulan ve bilinen en eski tesis, M.Ö.6. Yüzyıla ait İzmir’in Urla ilçesinin yakında bulunan antik Klazomenika kentinde yapılan kazı çalışmalarında bulunmuştur. Daha sonraları romalılar zeytini iki taş arasında ezerek zeytinyağı elde etme yöntemini bulmuşlardır. Bu işlem esnasında hareketli taşı döndürmek için gerekli olan enerji ilk etapda insanlar tarafından sağlamıştır. Daha sonraları ise hayvan gücünden yararlanmıştır.
Günümüzde ise geleneksel yöntemlerin yanı sır birçok farklı yeni method ile zeytinyağı üretimi devam etmektedir.